
Şikayet etmek nedir?
Sanırım hepimizin bu konu hakkında fikri var. Çevremizde her gün karşılaştığımız birçok kişiden duyduğumuz türlü türlü, belki de ceviz kabuğunu doldurmayacak yakınmalar… Peki, şikayet etmek neden mental olarak bizi zayıflatıyor?
Bugün bu konunun derinine ineceğiz. Yazının sonunda ise, kendimizi bu işe yaramaz alışkanlıktan nasıl kurtarabileceğimizi konuşacağız.
* Bölümü yukarıda olan oynatıcıdan veya Apple Podcast / Spotify’dan dinleyebilirsiniz.
* Metin özet olarak tasarlanmıştır, orijinal içerikten çok daha kısa ve detaysızdır.
Neden Şikayet Ederiz?
Şikayet etmek genellikle rahatlatıcı bir eylemdir; insani bir reflekstir.
Bölüm 5 : Gönüllü Zorluk, Konfordan Çıkmanın Mental Dayanıklılığa Etkisi
- Hayal kırıklığımızı gidermemize,
- Onaylanma arayışına girmemize,
- Ortak şikayetleri dillendirerek başka kişilerle bağ kurmamıza,
- Olumsuz deneyimlere daha kolay adapte olmamıza yardımcı olabilir.
Hatta şikayet etme davranışı evrimsel süreçte bile gelişmiş olabilir. Çünkü eski dönemlerde, tehlike ya da rahatsızlığı dile getirmek, grubun dikkatini çekip hayatta kalmayı sağlayabilirdi.
Fakat günümüzde, gündelik hayatta karşılaştığımız en ufak terslikte bile bu refleksi kullanmak; çoğu zaman o tersliğin kendisinden daha fazla enerji harcamamıza yol açıyor. Bu da mekanizmayı verimsiz hale getiriyor.
Şikayetin İki Türü
Şikayet etmenin iki temel türünden bahsedebiliriz:
- Günlük Şikayetler:
Trafik, metronun kalabalığı, sıcak havalar, soğuk havalar…
Hatta şehir mimarisinin çirkinliği! — açık konuşmak gerekirse, benim de en çok şikayet ettiğim konulardan biri bu. Şehirlerimizin estetik açıdan içler acısı halde olması, sanırım çoğumuzu rahatsız ediyor. - Kurban Psikolojisi:
Bu durum, gündelik şikayetlerden çok daha kalıcı bir haldir.
Kişi sürekli kendisini mağdur olarak görür, sorumluluğu hep dış dünyaya atar.- “Benim elimden bir şey gelmez.”
- “Hayat bana hep kötü davranıyor.”
- “Ne yapsam zaten olmuyor.”
- “Beni siz bu hale getirdiniz.”
Bu iki durum birbirinden farklıdır.
Günlük şikayetler geçicidir, fakat kurban rolü bir refleks haline gelmiştir. O kişi artık her durumda başkalarını suçlar, kendi gücüne inanmaz.
Günlük Şikayetlerin Etkisi
Günlük şikayetlerde asıl tehlike sürekliliktir.
Bir şeyden sürekli yakınmak, zamanla alışkanlığa dönüşür.
- Otobüslerden, trafikten, hava durumundan yakınan tipler…
Bu alışkanlık, negatif düşünceye meyli artırır ve kişinin dikkatini üretkenliğe değil, olumsuzluğa yönlendirir.
Kendimize ait konulara, örneğin işe veya gelişime odaklanmayı da zorlaştırır.
Kurban Rolünün Etkisi
Kurban psikolojisine bürünen birinin problemi çok daha büyüktür.
Sürekli “elimden bir şey gelmez” diyen biri, zamanla buna gerçekten inanır.
Bu durum özgüvene inanılmaz zarar verir.
Mental dayanıklılığın en önemli bileşenlerinden biri olan özgüven, bu noktada erir gider.
Kurban rolü sadece iç dünyayı değil, ilişkileri de zedeler.
Kişi kendini zorluklarla mücadele edecek kadar güçlü görmez.
Açıkçası, “elimden bir şey gelmez” diyen birisinin elinden bir şey gelmesi mümkün müdür?
Şikayet Etmenin Beyin Üzerindeki Etkisi
Bir önceki bölümde nöroplastisite konusunu konuşmuştuk.
Tekrarlayan maruz kalmalar sonucunda beynin buna göre şekil aldığını söylemiştik.
İşte şikayet de aynı şekilde çalışır:
Sürekli olumsuzluklara odaklanmak, beynin o yöne şekillenmesine neden olur.
- Düşünce tarzı: Şikayet etmek, olumsuz düşünce kalıplarını güçlendirir.
- Kontrol gücü: Sorumluluğu dış etkenlere devretmek, kişiyi pasif hale getirir.
- Problem çözme: Rahatlama arayışıyla yapılan şikayet, çözüm üretme kapasitesini baltalar.
- Üretkenlik: Sürekli yakınan biri, iş ortamında olumsuz algı yaratır.
- İlişkiler: Kendi ruh halini etkilediği gibi çevresini de zehirler.
Sonuçta kişi, değiştirebileceği konularda bile girişimde bulunmaz hale gelir.
Şikayet etmek, mental dayanıklılıkla tamamen ters düşen bir davranıştır.
Çünkü mental olarak güçlü insan, yakınmak yerine çözüm üretmeye odaklanır.
Sürekli şikayet eden insan ise çözümsüzlüğü kabullenir, pasifleşir ve özsaygısını yitirir.
Peki Şikayet Etmeyi Nasıl Bırakabiliriz?
- Öz farkındalık geliştirin.
Şikayet etmek sizde bir dürtü mü? Her olumsuzlukta hemen söyleniyor musunuz?
Gerçekten size bir fayda sağlıyor mu? - Kabul etmeyi öğrenin.
Değiştiremeyeceğiniz konular için sızlanmak yerine kabullenin.
Değiştirebileceğiniz durumlarda ise eyleme geçin. - Soruna değil çözüme odaklanın.
Şikayet ettiğiniz her durumla ilgili bir çözüm fikri üretin.
Yazın, planlayın, uygulayın.
Zamanla bu yaklaşım da alışkanlığa dönüşecektir.
Beyin, tıpkı olumsuzlukta olduğu gibi, çözüm üretmeye de alışır.
Böylece şikayet etme refleksi yerini üretken düşünceye bırakır.
Mental Olarak Güçlü İnsanlar Şikayet Etmez
Şikayet etmek insani bir davranıştır. Hepimiz bazen sızlanırız.
Ama bu alışkanlık haline gelmişse, fark etmeden zihin yapımıza zarar veriyor olabiliriz.
Mental olarak güçlü insanlar, etki edemeyecekleri konularda şikayet etmezler.
Onlar çözüm odaklı olmayı refleks haline getirmişlerdir.
Bir konuyu konuşurken hemen çözüm üretmeye çalışırlar.
Bu yüzden konuşmaları yapıcıdır, ilerlemeye yöneliktir.
Siz karamsarlığa kapılıp yakınmak istersiniz ama onlar size çözüm sunarlar.
Ve farkına bile varmadan, o kişiler sizden uzaklaşır.
Ne demişti ünlü yazar Jim Rohn:
“İnsan, en çok vakit geçirdiği beş kişinin ortalamasıdır.”
Bir başka ifadeyle: “Vaktini neyle geçiriyorsan, sen osun.”
Eğer mental olarak güçlü olmak istiyorsak, bu yapıcı insanları yakınımızda tutmalıyız.
Gerçek Hayattan Örnekler
Sabah 5’te Kalkan Danışanım
Geçenlerde bir danışanımla konuştum. Sabah 5’te kalkıp işe giden, akşam çocuklarına vakit ayıran bir baba.
Belinde ağrısı var, uykusu düzensiz. Ama bir gün bile “neden böyleyim” demedi.
Ne zaman konuşsak şunu söylüyor:
“Bugünlük bu kadar. Yarın daha iyi olur.”
İşte bu bir duruş. Şikayet etmiyor ama göz ardı da etmiyor.
Elinden geleni yapıyor.
Michael Jordan Örneği
Michael Jordan lise takımından atıldı, defalarca yenildi, sayısız son saniye şutunu kaçırdı.
“Kariyerimde 9000’den fazla şut kaçırdım. Neredeyse 300 maç kaybettim. 26 kez maçı kazandıracak şutu kaçırdım. Hayatımda defalarca başarısız oldum.
Ve işte bu yüzden başardım.”
Suçu dış etkenlere atmadı, şikayet etmedi. Sessizce çalışmaya devam etti.
Gerçek dayanıklılık, başarısızlıklar karşısında şikayet etmeden ayağa kalkmaktır.
Sonuç
Şikayet etmek insani bir refleks olabilir, ancak sürekli hale geldiğinde zihinsel direncimizi zayıflatır.
Mental olarak güçlü insanlar, şikayeti değil çözümü seçer.
Onların gücü, sorunları görmezden gelmelerinden değil; çözüm arayışını alışkanlık haline getirmelerindendir.
Ben Umut Varol, bugün şikayet etme alışkanlığının bizi nasıl zayıflattığını anlattım.
Bir sonraki bölümde, mental dayanıklılığınızı güçlendirecek bir yöntem üzerine konuşacağız.
Sağlıcakla ve güçlü kalın.

Bir yanıt yazın