Kapatmak için ESC tuşuna basın

Umut Varol Online Fitness Koçluğu

10 | Bitirme İradesi

Yarım Bırakmanın Psikolojik Etkisi

Hayatınızda kaç tane şeyi yarım bıraktınız? Kitap, hedef, proje, iş, düşünmek… evet, düşünmek… kaç defa bir konuyu detaylı düşünmek gerekirken yarım bıraktınız? Hiçbir karara ulaşamadan yarım kaldı, sümen altı ettiniz. Bunu hatırlıyor musunuz? Yarım bırakılan kitapları, işleri sorsam belki buradan size bir yol olur. Bugün yarım bırakmanın mental denetimimize olan etkilerini konuşacağız. Bu podcaste başlarken kaç bölüm yapacağıma dair hiçbir fikrim yoktu. İsimler arasında böylesine zorlu bir mücadeleyi kabul etmek benim için aslında hiç de düşünüldüğü kadar kolay olmadı ve kabul etmem uzun bir fikri hazırlık sürecinden sonra olabildi ancak sonunda kabul ettim ve kendime bir sınır belirledim. Çünkü ucu açık bir konu sonuçlanacak veya bitecek bir şey değil, canlı ve yaşıyor. Sürekli birileri keşfediyor ve dinlemeye başlıyor. Veya diğer taraftan bu kayıtlar belki yıllar sonra bile dinlenebilecek şekilde web sitemde veya başka bir yerde, sunucularda hazır bekliyor olacak.

Aklımda olan aslında bölüm sınırının dinlenme oranı veya geri dönüşlerle hiçbir ilgisi yok. Bu tamamen benimle ilgili, aklımda olan bölüm sayısına ulaşmakla ve belirlediğim konuları sizlere aktarmakla, en azından ilham verebilmekle ilgili. Bu konuları belirlerken elde ettiğim tecrübeleri de göz önünde bulundurmanın yanında bazen yaptığım hatalardan veya eksikliğini duyduğum şeylerden de gerçekten ilham almaya çalışıyorum. Bunlardan bir tanesi yarım bırakmak diyebiliriz. Yarım bırakırsak ne oluyor, kendimize nasıl bir mesaj veriyoruz ve öz yeterliğimiz hakkında neler hissediyoruz? İşte bugün bunu konuşacağız. Dönüp geriye baktığımda ne kadar da çok şeyi yarım bıraktığımı düşününce, aslında kendime kızmadan edemiyorum. Eğer keşke daha azimli olsaydım veya şimdi bildiklerimi belki de o zaman bilseydim, hayatım hangi noktada olurdu? Bunları düşünmemek elde değil. Eminim eğer siz de biraz vakit ayırıp bunları düşünürseniz, yarım bıraktığınız, yarım kalmış birçok şey bulursunuz. İşin ilginç yanı, yarım bıraktığımız şeyler bizim de belki de yarım kalmamızı sağlıyor.

Açık Dosyaların Beynimize Etkisi

Tam olarak bir türlü sonlandıramadığımız veya sonunu getiremediğimiz düşünceler, işler, yarım kalmış ilişkiler hep peşimizden gelmeye devam ediyor. Aklımızı meşgul etmeye devam ediyor. Yarım bırakmakla ilgili ilk bilgiyi sanırım lise yıllarında edinmiştim. O zamanlar davranış bilimleri dersinde konusu geçmişti. Şimdi aklıma geldi de şunu diyebilirsiniz: Lisede o dersin ne işi var? Yeri gelmişken bahsedeyim, ben Kuleli Askeri Lisesi’nden 2002 yılında mezun oldum ve o yıllarda öğrencilerin bilgi hazinelerini geliştirebilmeleri için çok ciddi bir müfredat vardı. Çünkü amaç aslında gelecekte karşılaşacak durumlar için öğrencileri en iyi şekilde hazırlamaktı. Şimdi günümüz lise eğitimiyle karşılaştırdığımda bazen öğretmen olan arkadaşlarımla oturup sohbet ediyoruz. Üzülmemek elde değil.

Lise eğitimi benim görüşüme göre, kritik düşünme ve sorgulama yeteneği kazanılacak en temel ve en önemli yerlerden bir tanesi. Öncesi belki biraz erken, sonrası belki biraz geç olabilir. Yani çocukları sınava güdülemek konusunu tekrar gözden geçirmek eminim çok iyi bir fikir olacaktır. Eğitim sistemi ile ilgili sizlerin olduğu gibi benim de birçok düşüncem var ama sanırım burası yeri değil. Biz konumuza dönmeye çalışalım. O zamanlar bilinçli okumaya yeni başlıyoruz. Tabi elimizden kitap düşmüyor. Bu konular konuşulurken, bu derse giren, yarı dahi diyebileceğim bir yüzbaşı, okuduğumuz kitabın sonuna gelemezsek eğer yarım bırakırsak, beynimizin bunu düşünmeye ve bunun hakkında yeni senaryolar üretmeye devam edeceğinden bahsetmişti. Tabii bu konu sadece kitapla ilgili değildi. Yarım bırakılan birçok işten, hatta yarım kalan ilişkilerden bile bahsetmiştik. Bunlar aklımızı nasıl meşgul ediyor? Sonuca varamadığımız, karar alamadığımız durumlar aklımızı nasıl meşgul ediyor? Biz de nasıl bir açık dosya oluşturuyoruz ve bu açık dosyalar zaman içerisinde bizi nasıl yormaya başlıyor? Zaman içerisinde birçok şey öğrenirken bu aklımın hep bir köşesinde yer aldı ve şimdi size anlatma fırsatı bulduğum için biraz da mutluyum.

Yarım Bırakmanın Sonuçları ve Alışkanlıklar

Mental dayanıklılık, zorlu şartlar karşısında performans gösterebilmek ve bu performansı sürdürebilmek demiştik. Küçüklü büyüklü karşılaşabileceğimiz birçok zorlu şarttan geçmiş bölümlerde bol bol bahsetmiştik; ama en çok üzerinde durduğumuz konu, kendimize karşı olan mücadelelerimizdi. Çünkü hepimiz – en azından ben kendimden biliyorum – kendimize karşı ufak da olsa bir savaş içindeyiz. Sürekli ömür boyu devam ettirmemiz gereken birçok sorumluluğumuz var: çalışmak, işe gitmek, aile sorumlulukları, ilerleme hissi, belki yetersizlik hissi, mücadeleyi bırakmamak, geleceğe yatırım yapmaya devam etmek. Bu yatırımdan kastım para değil; kendimize yatırım yapmak ve hayat tarzımıza, hayat anlayışımıza yatırım yapmak. Belki bunların yanında bazı kalp kırıklıkları, belki bazı hayal kırıklıkları, hatta var olma hissi, anlam arayışı… Sonu gelmeyecek şekilde aklımızda birçok mücadele olduğundan eminim.

Geçenlerde bir danışanımla sohbet ederken, işlerin zorluğu ve idare ettiği personel sayısının çok fazla olmasından dem vuruyordu. Bu konu üzerine biraz konuştuk. Aslında biraz da yakındı, ama ben çok da yakınmasına izin vermek istemedim. Okullar açılıyor ve bazı insanlar çocuğunu ayakkabı, defter, kalem almakta gerçekten zorlanabiliyor. Belki sizin böyle bir derdiniz yok. Belki çevremizde birçok kişinin böyle bir derdi yok; ama böyle bir dert hayatta var ve bazı insanlar bununla bile mücadele etmeye çalışıyor. O danışanımı da şunu demiştim: “Eğer senin böyle bir derdin yoksa, diğer her şeyi çözebilirsin. Önüne bakmaya devam et.” Günümüzde hala böyle zorluklar yaşayan birçok insan var. Amacım ajitasyon yapmak değil, sadece geniş yelpazede sizi düşündürebilmek. Bazen neden şikayet ettiğimizin bile farkına varamıyoruz. 

Sonuç: Yarım Bırakmaktan Vazgeçmek ve Bitirme Alışkanlığı

Yarım bırakmak, sadece bir işi tamamlamamak demek değildir; aynı zamanda kendimize verdiğimiz mesajların ve öz yeterliliğimizin de şekillenmesine neden olur. Yarım bıraktığımız her görev, küçük ya da büyük, zihnimizde bir açık dosya olarak kalır ve farkında olmadan bizi meşgul eder. Bu durum, hem günlük hayatımızda hem de uzun vadeli hedeflerimizde ilerlememizi engeller. Kendimizi sürekli eksik ve yetersiz hissetmemize yol açar. Örneğin günlük yapılacak bir iş, bir yazı yazmak, podcast kaydetmek ya da bir video çekmek gibi görevlerimiz tamamlanmadığında, bunlar zihnimizi sürekli meşgul eder ve anı yaşama kabiliyetimizi sınırlar. Bu nedenle, küçük gibi görünen yarım bırakmalar bile zamanla alışkanlık haline gelerek daha büyük projelerdeki performansımızı etkileyebilir.

Bitirme kası kavramı tam olarak bu noktada devreye girer. Farazi bir kas olarak tanımladığımız bu kavram, tamamlamaya karşı gösterdiğimiz dirayeti temsil eder. Ne kadar çok işin sonunu getirirsek, bu kasımız o kadar güçlenir; ne kadar çok yarım bırakırsak, o kadar zayıflar. Bu, sadece bir metafor değil, aslında nöroplastisite ve alışkanlıklarımızla doğrudan ilgilidir. Beynimiz, sürekli yarım bırakılan görevlerle karşılaştığında, alışkanlık haline getirir ve bu davranış biçimi ilerleyen yaşamımızda sonuç alma kapasitemizi olumsuz etkiler. Bu yüzden her işi tamamlamak, sadece o görevin tamamlanması değil, aynı zamanda kendimize verdiğimiz mesajın ve öz disiplinimizin güçlenmesi anlamına gelir.

Yarım bırakmayı alışkanlık haline getirmemek için atılacak en önemli adım, küçükten başlayarak bitirme alışkanlığı geliştirmektir. Günlük görevlerden başlayarak, her birini zamanında ve özenle tamamlamak, bitirme kasını güçlendirir. Bu süreçte, dış etkenlerden bağımsız olarak, kendi kararlılığımızı ön planda tutmak gerekir. Hava koşulları, motivasyon eksikliği veya dışsal engeller, tamamlamamız gereken işleri ertelememiz için bahane olmamalıdır. Bu şekilde, hem zihinsel hem de psikolojik olarak daha güçlü bir duruş sergileriz. Bitirme alışkanlığı, küçük görevlerde başlar, zamanla büyük projelerde kendini gösterir ve kişinin yaşamında disiplin, özgüven ve öz yeterlilik duygusunu pekiştirir.

Sonuç olarak, yarım bırakmaktan vazgeçmek, sadece işi bitirmekle sınırlı kalmaz; aynı zamanda zihinsel dayanıklılığımızı, öz güvenimizi ve hayatımızın kontrolünü elimize almayı sağlar. Açık dosyaların yarattığı stres ve meşguliyet ortadan kalkar, karar alma süreçlerimiz hızlanır ve dikkatimizi öncelikli işlere odaklayabiliriz. Her tamamlanan iş, zihnimizde bir başarı hissi yaratır ve bir sonraki görevi tamamlama motivasyonumuzu artırır. Bu döngü, zamanla bir yaşam felsefesi haline gelir: Yarım bırakmak yerine, başladığımız her işi bitirmek ve kendimize verdiğimiz değeri artırmak. Küçük zaferlerden başlayarak, büyük hedeflerde sonuç alabilme kapasitemizi geliştirmek mümkündür. Unutmayın, Roma bir günde inşa edilmedi; siz de mental olarak, adım adım ve kararlılıkla güçlenirsiniz. Yarım bırakmaktan vazgeçmek, hem hayatınızda hem de zihninizde sürdürülebilir bir güç ve denge yaratır.

Umut Varol

Merhaba, Umut Varol ben. Sistem Mühendisi, Mustafi Yüzbaşı ve Kıdemli Vücut Geliştirme§Fitness Antrenörü'yüm. Amacına ulaşmak isteyen profesyonel ve amatörlere online fitness koçluğu yapıyorum. Mental dayanıklılık konusunda ilham vermek için, "🎙️Kurşun Geçirmez Zihin" isimli podcastimde her hafta bir konuyu ele alıyorum. Fitness ve beslenmeyle ilgili blog yazılarımı burada paylaşıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir